Telefon
WhatsApp
TARİHİ ESERLERE SAYGI
300 X 250 Reklam Alanı

Bulunduğu yerlerin hangi millete ait olduğunu gösterir. Yazılı olarak tapu kayıtları ne ise görsel olarak, mimari üslup ve tarz olarak ait olduğu milletin özelliklerini, yaşam şekillerini, iktisadi ve ticari faaliyetlerini yansıtır.

Üzerinde yaşadığımız coğrafyada pek çok kavimler gelip geçmiştir. Bunun üzerinde en kalıcı olan Türkler olmuştur. Çünkü hâlâ üzerinde yaşıyoruz. Kendi mührümüzü vurmuşuz ve bu memlekete Türkiye demişiz. Selçuklular ve Osmanlılar Romanın kısaltılmışı olarak Rum ismini kullandılarsa da 1041’den itibaren Avrupalılar bu coğrafyaya Türkiye, üzerinde yaşadığı halka da Türk demiştir.

Atalarımızın mührünü vurduğu topraklarda bizler huzur içinde yaşarken onların bıraktığı mirasa ne kadar sahip çıkıyoruz? Bu konuda bir Konyalı olarak sınıfta kaldığımızı ifade edebiliriz. Pek çok Selçuklu ve Osmanlı eseri ya yıkılmaya yüz tutmuş ya da aslına uymayan tamiratlarla berbat etmişiz. Zamanın yıpratıcı darbelerine bir de halk el atmış ve birer birer yok etmişiz. Bu gün tarihi eserlerimizin kitabeleri yerinde yoktur. Bunlar ya çalınmış ya da çalınmasına göz yummuşuz.1890’lı yıllara kadar var olan Konya Kalesinin dış surlarının yerinde bu gün yeller esmektedir. Ahmedek dediğimiz iç kale ise o da yıkılmış,  duvarından alınan taşlarla vilayet konağı, çeşme, cami ve diğer hasenat kurumları yapılmıştır.  Gezdiğim cami ve medreselerde ben bunlara bizzat şahit oluyorum.

Tarihi eserlere karşı vurdumduymazlığımız maalesef günümüzde de devam etmektedir. Çumra’da Çarşamba çayı üzerinde kurulmuş olan tarihi Selçuklu Köprüsü (Karaman Köprüsü) de bakımsızlığa ve kimsesizliğe terkedilmiş durumdadır. Okçu mahallesinde Çumra sanayisinin biraz ilerisinde bulunan sivri kemerli, altı gözlü köprü kesme taşlarla örülmüştür. Kemerlerindeki kesme taşlar ilgi çekicidir. Köprünün üzeri de sille taşıyla döşenmiştir. Korkulukları tamir edilen bu güzel köprünün hemen yanından sanki başka bir yer bulamamışlar gibi bir su borusu geçirilmiştir. Metal yığını olmaktan öte geçmeyen bu mimari ucube tarihi yapının estetik güzelliğini gölgelemektedir.

Köprünün kaderi su borusuyla sınırlandırılmış değil. Köprünün ayaklarına yakın bir mekânda belediyenin kum ve hazır beton işletmesi var. Kum işlenirken meydana gelen sulu harç kanala verilmekte, ayakların burunları balçığa gömülmektedir. Bu durum biz tarih ve sanatseverleri son derece rahatsız etmektedir. Çünkü biz biliyoruz ki tarihine ve milli şuura, kültüre değer vermeyen milletler yok olmuşlar, tarihin çöplüğüne atılmışlardır.

Geçen sene Çumra Belediye Başkanı Recep Candan’a bu hususu Çumra Kültür ve Sanat Topluluğu olarak defalarca dile getirdik. Bize Organize Sanayide yerini ayırdık. İşletmeyi oraya taşıyacağız demişti. 2024 Mahalli seçimlerinde aday gösterilmedi. Bunun için de vaat ettiklerini yerine getiremedi.

İş şu andaki Belediye Başkanı Mehmet Aydın’a kaldı. Başkanımız inşallah bu duruma bir açıklık getirir. Bu fabrikanın mutlaka buradan kaldırılması, kanalın içinin de temizlenmesi gerekir. Böylece güzide bir eserimize, tarihi mirasımıza sahip çıkmış oluruz.

İkinci olarak su borusunun başka bir yere taşınmasıdır. Bu konuda da sayın başkanın duyarlı davranacağına inanıyoruz.

Üçüncü olarak köprünün etrafı ağaçlandırılmalı, yanına küçük bir han yapılmalı, içi otantik olarak dizayn edilmeli ve tarihi ipek yolu kervanı canlandırılmalıdır. Çatalhöyük turizmine Çumra Selçuklu Köprüsü de dâhil edilmelidir. İyi bir tanıtım burayı hareketlendirir, Çumra’ya da bir canlılık getirir. Otantik giysilerin, takıların, çanta ve kolyelerin tezgâhlarda boy göstermesi, müşteriye gereken ilgi ve alâkanın gösterilmesi umut ediyorum.

13. yüzyıla tarihlenen ve tarihi tuz ticaret kervanın güzergâhında olan köprünün halk arasındaki ismi Hani olarak anılmaktadır. Rivayete göre Cem Sultan’ın Konya Valiliği esnasında Hani isminde bir kızı vardır. Cem Sultan köprüyü kızı adına Karamanlı ustalara yaptırmıştır. Köprü Osmanlı Devri eseridir. Yine bir başka rivayete göre köprü Karamanoğlulları devrine aittir. Bazı yayınlarda hiçbir kaynak gösterilmeksizin Karamanoğlu Mehmet Bey’in kızı tarafından yaptırıldığı ifade edilen köprü Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 01. 07. 1988 tarihli kararıyla tescil edilmiştir. Bazı gözleri hafif sivri bazıları yarım daire kemerli altı gözden oluşan köprünün ayaklarında suyun geliş yönünde üçgen formlu sel yaranları bulunmaktadır. Köprünün ayaklarındaki devşirme malzemeler arasında büyük sütunlar göze çarpmakta, bu yörede önemli bir antik kentin merkezi olduğunu düşündürmektedir. Çumra’daki köprüler arasında işçiliği en güzel olanıdır. (Konya deneyim Platformu)

 

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

sol reklam

Puan Durumu

Takım OM G M P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20

Reklam

Yazarlarımız

Çumra Nöbetçi Eczaneler

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150
Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

E-Bülten Aboneliği