Telefon
WhatsApp
KÜRTLER DE BİR TÜRK BOYUDUR
300 X 250 Reklam Alanı

      Bütün bu Türk devletleri, hükmettiği bölgelerde değişik kavim ve kabilelerle karşılaşmış,  Türk kültürünü geniş bir coğrafyaya yaymışlardır. Türler, kimi zaman karşılaştığı kavimlerin etkisinde kalarak asimile olmuşlar, kimi zaman da karşılaştıkları kavimleri kendi kültürleriyle etkilemişler, bu şekilde Türklük ve Türk kültürü geniş bir coğrafyada hâkimiyet kurmuştur. Bazı tarihçilere göre Kürtler de, İran (Fars) kültüründen ve Arap kültüründen etkilenen ve dili farklılaşan bir Türk boyudur.

     Bu arada Türk dili karşılaştığı kavimlerin dilleriyle zenginleşmiş, farklı lehçeler ve ağızlar oluşmuştur. İşte Kürtçe de, Farsça’nın etkisiyle farklılaşan lehçelerinden biridir. Daha doğrusu Kürtçe, üç büyük dil olan Arapça, Farsça ve Türkçe’nin karışımından oluşan bir dildir veya Türkçe’nin bir lehçesidir. Nitekim Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Türkçe de, Arapça ve Farsça’dan çok etkilenmiş, daha da zenginleşmiştir. Bir dile başka dillerden sözcüklerin girmesi, o dil için bir zafiyet değil, zenginliktir.

     Çok uluslu bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğunun külleri üzerine Türkiye Cumhuriyetini bir ulus devlet projesi olarak kuran Cumhuriyet elitleri, “Türk” kavramını bir soyun adı olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak adı olarak kabul etmişler, anayasada “Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk’tür” denilmiştir. 1921 Anayasasındaki “Devletin dini İslam’dır” cümlesi, laiklik ilkesi gereği olarak kaldırılmış,  bu boşluk “Türklük” kavramıyla doldurulmak istenmiştir. Ancak “Türklük” etnik bir çağrışım yaptığı için İslam’ın birleştiriciliğini sağlayamamış, kendisini farklı gören unsurlar kimlikleriyle tanınmak istemişlerdir.

     Osmanlı’da böyle bir sıkıntı yoktu, farklı dili konuşanlar İslam ortak paydasında birleşiyorlardı, etnik kimlikler öne çıkmıyordu. Çünkü İslam ortak paydasında, İslam’ın birleştiriciliğinde onlarca kavim ve kabile kardeşçe yaşıyordu, devletine ve halifesine bağlıydı.

     Evet, anayasamızda da ifadesini bulduğu şekilde Türk sadece bir ırkın adı değil, Çin’den Avrupa’ya yayılan göçebe boyların ve bu boyların taşıdığı kültürün genel adıdır. Anadolu’da bugün yaşayan bütün unsurları ve etnik grupları, Türk milleti olarak görmek, Kürtleri de Türk Milletinin bir şubesi kabul etmek o yüzden mantıklıdır ve doğrudur. Bazı Kürtler, kendilerini bir Türk boyu değil, tarihleri Medler’e veya Guttilere kadar uzanan kadim bir millet olarak kabul ediyorlarsa, bu da doğal haklarıdır. Çünkü bu tür teoriler ve araştırmalar da vardır.

     Türk boylarının bilinen ilk dinleri, tek tanrılı dinlerden olan Gök Tanrı Dinidir. Türkler Müslüman olmadan önceki asırlarda gökte bir tanrının olduğuna ve tabiat kuvvetlerine inanıyorlardı. Bugün bile bu kültürün etkisi altındayız. Bazılarımız hala mekândan münezzeh Allah’ın gökte olduğunu sanır, gök kuşağından, yıldırımın düşmesinden, gök gürlemesinden anlamlar çıkarır. İşte bu hurafe dediğimiz inanç kırıntılarının çoğu Türklerin eski inanç ve kültürlerinden kalma kalıntılardır.

     Gök Tanrı da bir tek tanrıdır Türklerde. Dolayısıyla tek tanrıya inanan Türkler, İslamiyet’i kendi inançlarıyla uyumlu ve paralel görmüşler, İslamiyet’i kabul etmeleri kolay olmuştur. Emevilerin sert ve ırkçı tutumları, Türklerin toplu halde Müslüman olmalarını geciktirmiş, Abbasiler döneminde, dokuzuncu ve onucu asırlarda toplu toplu Müslümanlığa geçmişlerdir. Kürtlerin bir kısmı ta Hazreti Ömer döneminde Müslüman olmuştur.  Çünkü Hazreti Ömer döneminde İslam orduları Kafkasya’ya ve Anadolu içlerine kadar gelmişler, Diyarbakır yöresi o yıllarda İslam’ı seçmiştir.

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!