GURBETSİZ KALDIK!
Gurbet, gurbete çıkarken heybesine mektubu ve türküleri aldı.

Bilcümle duygular da onların peşinden gitti. Geride, geridekilere içi boşaltılmış yığınla deyimler, atasözleri, hikâyeler ve şiirler kaldı.
Aslına bakarsanız bu gönüllü bir yollanış değil, terk edişti. Sürgün de diyebilirsiniz. En yakın arkadaşları bir biri ardına gidince, gurbetin de bırakıp gitmesi nice zamandır beklenen bir ayrılıktı. O da bekleneni yaptı. “Gitmeseydi, biraz daha kalsaydı…” gibi yakınmaların alemi var mıydı?
Aşkı kovan biz değil miydik? Sevgiyi, muhabbeti, hüznü…. Ayrılıkları, vuslatları ve özlemleri sürgün eden kimdi?
Dağlara, yollara, bulutlara türküler yakmayı, geceyi, sevgiliyi, acıyı ve sevinci şiirleştirmeyi, destansı, belgesel niteliğinde mektuplar yazmayı hayatından çıkaran, kalemi, kâğıdı ve düşünmeyi bırakan kimdi?
Doğrusu şu; önce biz onları bıraktık sonra da onlar bizleri terk etti.
Şimdi, bizi karlı dağlar ardına taşıyacak mektuplarımız yok. Ağlatacak ya da gözyaşlarımızı dindirecek türkülerimiz de yok. Kelimelerine ve mısralarına yürek sancılarımızı sığdıracağımız şiirlerimiz de yok. Ya da daha kötüsü onları anlamlandıracak ve onlara hayat verecek duygularımız yok.
Hepsi gurbetle beraber gurbete gitti.
Artık ağzımızın acısıyla gurbeti bile yaşayamıyoruz. Acı olmasa kim bilebilirdi, tatlının tadını? Ayrılık olmayınca kavuşmanın coşkusunu kim yaşatacak bize? Yollar gözlenmeyince gözyaşlarının ağırlığını, akşamın hüznü ve efkarı çökmeyince yalnızlığın çığlığını, can evimizde hissetmeyince gurbetin acısını,…..
İnsani duygular taşıdığımızı nasıl ve ne ile ortaya kayacağız?
Gurbetsiziz şimdi…
Dünya globalleştikçe ve uzaklar yakınlaştıkça, sanki bazı şeyler de pılını pırtısını toparlayıp yeryüzünden ayrıldı. Ayrılanların yerine konanlar, o yeri dolduramadılar. Kazanımlarımız çoğaldıkça buna paralel olarak kayıplarımız da arttı. Baş döndürücü bir hızla hayatımıza girenler/onmaz bir aç gözlülükle hayatımıza aldıklarımız, kim bilir belki de hayatımızdan çıkardıklarımızın/bizi terk edenlerin beddualarının kabulünün bir sonucuydu.
Dünyanız global olsun mu demişlerdi? Türküsüz, masalsız, şiirsiz kalın mı demişlerdi? Aşkınız, sevdanız tükensin mi demişlerdi? Ne gurbetiniz ne de gurbet acınız olsun mu demişlerdi?
Kim bilir…
İnternet dünyamızın, binlerce sms’lerimizin, kontörlerimizin olmasını isteyen onlardı belki de…
“Her şey gurbette şimdi” desem, gurbetin bir yerde durduğunu ve gidenlerin de onun yanında olduğunu ispat etmem gerekecek. Halbuki gurbette gurbete gitti.
Gidenlerin hiç biri ile tanışma fırsatı bulamamış yada tanışma nezaketinde bulunmamış yada tanışmaya tenezzül etmemişlere , kaybettiklerinin önemini, bıraktıkları boşluğu ve oluşturdukları yarılmaları kime nasıl anlatabilirim ki?
Sanırım bu yazı yanlış bir yazı oldu!
0 Yorum