Telefon
WhatsApp
GÜNDEM...
300 X 250 Reklam Alanı

Son birkaç gündür ülke çapında gündem, sahipsiz başıboş köpekler başta olmak üzere sokaklarda yaşayan hayvanlar sosyal medyada da ilgi odağı oldu. Bizim grubumuzda da konuya duyarlı, hassasiyet sahibi dostlarımız arasında sohbet ve paylaşımları ilgiyle takip ediyorum...

Gündem oluşturan bir konu üzerine genellikle kendi düşüncemi, varsa anılarımı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Hayvancılıkla geçimini sağlayan bir köylü çocuğu ve meslek olarak ta hayvan sağlığına hizmeti seçmiş bir insan olarak söyleyecek sözüm ve yazacak çok konu var. Nereden başlasam derken; hayvanları sevmek, onlara karşı taşıdığımız merhamet duygusunun ölçüsüyle alâkalı bir durumdur...

Günümüzde şehirlerde kontrolsüz bir şekilde artan nüfus yoğunluğu ile birlikte, evde hayvan besleyen çok sayıda insanlar arasında maalesef bir hevesle başlayıp kısa süre sonra sahiplendiği hayvanı sokağa terkeden sorumsuz ve merhametten yoksun tipler var! Bu bazılarında özenti ile başlar, bazılarında da bir statü elde etmek için hayvansever görünmek adına gösterişle başlar. Kısa bir süre sonra o masum hayvanlar aç susuz, bazen de eziyete maruz kaldıkça, hayatta kalabilmek için saldırganlık dahil birçok olumsuz sonuçlara doğru evrilir. Köpekler genellikle çeteleşen grup ve koloniler kurarak şehirlerin kenar ve tenha semtlerinde toplum hayatını tehdit eder bir hale sokabilir. Belediyelerin ve bazı kurumların başıboş hayvanlarla ilgili plan ve projeleri çok önemlidir burda. Barınaklarda çok takdir edilecek işler yapan da var, skandallarla kamuoyunda infiale sebep olanlar da var bildiğiniz üzere... imha veya itlaf kelimesi insana duyduğunda bile acı hissettiren bir söz. Kısırlaştırma yöntemiyle aşırı artabilecek hayvan populasyonu kontrol altına alınabilir ve şu ana kadar bulunabilmiş en uygun çözüm yolu diye düşünüyorum... Bundan daha önemlisi insanları eğitmek, bilinçli bir toplum için çalışmak. Çocuklara küçük yaşta hayvanları sevdirmek için aile, okul ve sokakta doğruları yapıp göstererek öğretmek lazım...

Bir anımı anlatmak için başlamıştım ama önce bu konu hakkında fikrimi söylemek istediğim için uzun bir girizgâh çıktı ortaya... Köyüm Apa'da 1978 yılına kadar koyun keçi sürümüzle beraber üç tane de çoban köpeğimiz vardı bizim. İsimleri yaş sırasına göre; Göğenik, Sarı, Çomar olarak mahallemizde tüm çocukların adını bilerek çağırdığı, birbirinden güzel kıymetli köpeklerimizi hiç unutamadım biliyor musunuz? Köylerde tüm konu komşu birbirinin köpeği, kedisi, koyunu keçisi  ve tavuğuna varana kadar bilir, tanırdı. Çoban köpekleri dışında sadece eve göz kulak olması için ya zincir veya iple bağlı ya da avlu içerisinde duran ev köpeği besleyen komşular asabi köpekleri bağlamak zorunda kalırlardı. Köpek ısırma hadiseleri olağan ve yaygın günlük sıradan olaylardı eskiden. Köylerde şimdi durumlar çok değişmiş olmalı, artık koyun sürüleri de çoban köpekleri de çok az kaldı...

Bizim Sarı ve Çomar kavgada, köpeklerin boğuşmaları sırasında,  bakımlı olduklarından dolayı  genellikle rakiplerini mağlup ederlerdi. Sarı'ya çatan olmazsa oralı olmazdı ama Çomar biraz şımarıklık yapardı. Hayvancılığı bırakıp Çumra'ya göç etmeye karar verdiğimizde; yaşları genç olduğu için Sarı ile Çomar'ı tanıdık dostlarına emanet etmişti babam.

Asıl yazımın gündemine anlam katacak köpeğimiz, yaşlı emektar Göğenik bizimle beraber Çumra'ya göç edecekti, hem de herkesten fazla talibi olmasına rağmen...

Onun adını ilk sahibi, babamın arkadaşlarından Yörük Şükrü diye birinin koyduğunu, bir göç esnasında daha enik yaşta olduğu için hastalanıp yürüyemez hale gelince babama getirip, çok cins bir çoban köpeği olduğunu söyler. Sana hediyem olsun, ölmezse ilerde bana dua edersin, bulunmaz bir köpektir bu, iyi bak ona derken gözleri dolar. Babamdan dinlemiştim bunları; ben daha çocuk yaştayım o zamanlar, kuzu güdüyorum Apa'nın dağlarında... Göğenik her geçen gün iyileşti ve serpilmeye başlamıştı, benimle hergün kuzu otlatmaya gelir olmuştu. Rengi gök mavisine çalan koyu bir tonda olduğu için ilk sahibi ona Gök Enik isimlerini birleştirerek ve K harfinin yerine Ğ harfini ikame ederek birleştirir ve Göğenik olarak bizim yöreye has tekaffuzla çağırmaya başlar... İnanın dostlar bazen  köpeğin de bilgesi olur mu diye çok düşündüğüm oldu. Yörük Şükrü amca çok haklıymış. On köpeğe değişmem derdi babam. Büyüdüğünde, bizde çobanlık yapan tüm işin uzmanı namlı çobanlar; "Aman ağam bu köpeğe iyi bakın, daha bir tane kurt sürüden mal aşıramadı bunun sayesinde, çalıp götürmeye kalkan bile olur dikkatli olun ha" diyerek uyarırlardı bizi...

Yaşlanıp kapımızda emekli olma zamanı gelmişti bize göre, isteyenlere vermedi babam. Bakmazlar yaşlı diye, ya öldürürler ya da sokakta bırakırlar, götürelim oğlum ölesiye evimizde bakarız deyince babam dünyalar bizim olmuştu... Çumra'ya yerleştikten sonra beş yıl daha yaşadı Göğenik.  Yemeden içmeden gün gün kesilerek, gözlerinin feri tükenerek; içimizde bir sızı ile belli etmemeye çalışarak, biz ona o bize minnet duygularımızla sevgiyle bakarak sona doğru gidiyorduk... Bizim ortanca birader Ferhat'ın ona özel bakım ve beslenmesinde hepimizden fazla emeği vardı. Öyle ki; artık bütün işi ona devretmiştik çünkü çocuğa bakar gibi ilgilenir, nerede olursa olsun, gelir gelmez bir saatini ayırırdı. Birgün eve gece geç saatte gelmişti, biz onun bakımına öyle alışmışız ki, akşam köpeğin yiyeceğini herkes Ferhat vermiştir diyerek unutup dalmıştık. Birader gece saat 03'te bizi uyandırıp sormuştu; siz Göğenik açken nasıl uyudunuz deyince düştüğümüz gafletin altında ezilmiştik... ayazlı bir kış gecesiydi, hemen giyindi, su ısıtıp unla yal hazırladı ve hayvancağızın karnını doyurup huzurla uykuya daldı. Ben ise uzunca bir süre yatakta kıvranıp durmuştum, kendimden utanarak!

Her canlı gibi, Göğenik birgün son nefesini verdiğinde İçimizde gizli gizli ağlayanlar olsa da hepimizin içinde buruk bir  huzur vardı. Ailemle, bu merhamet duygularımızı uygulamalı şekilde geliştirdiğimiz ve birbirimizi etkilediğimiz için gurur duyuyorum...

Not: Fotoğrafta gördüğünüz kangal eniğin adı Üsü, anasının adı da Güllü idi. 2014 yılında bağcılık yapan bir önder çiftçimiz Hamza Çetiner hakkında tanıtım yazısı yazmak için gittiğimizde çekmiştik. İleride paylaşırım bir pazar yazısıyla inşallah. Uygun bir fotoğraf ararken arşivimde çıktı önüme. Herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.

24 Mayıs 2024

 

 

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

sol reklam

Puan Durumu

Takım OM G M P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20

Reklam

Çumra Nöbetçi Eczaneler

Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150
Sidebar Alt Kısım İkili Reklam Alanından İlki 150x150

E-Bülten Aboneliği