Çumra 26 Haziran

Ancak ne acıdır ki, bu haftayı yine bizler kendi imkânlarımızla, kendi gayretimizle bir yerlere giderek hatırlatmak zorunda kaldık. Kendi mekânımızda, kendi yuvamızda, haftanız mübarek olsun, emekleriniz kutlu olsun diyen kimse çok nadir oldu, yine Biz gidip hatırlattık, biz söyledik: Bu hafta bizim haftamız.

Oysa ki olması gereken tam tersidir. Nasıl ki diğer kurumların özel günlerinde, onların mekanlarına gidilip tebrik ediliyor, emekleri takdir ediliyorsa; aynı hassasiyet cami ve din görevlileri için de gösterilmelidir. Çünkü camiler, sadece namaz kılınan dört duvardan ibaret değildir; camiler toplumun kalbi, manevi merkezidir. Din görevlileri ise gece gündüz demeden milletin acısında, sevincinde, düğününde, cenazesinde, kısacası hayatın her anında milletle beraber olan insanlardır.

Bir doktorun, bir öğretmenin, bir polisin, bir memurun günü nasıl kıymetle anılıyor, nasıl ziyaret edilip değer veriliyorsa; din görevlisinin günü de aynı şekilde kıymet görmelidir. Çünkü din görevlisi, bu toplumun ruhuna hizmet eden, değerlerini ayakta tutan, nesilleri inançla, ahlakla büyüten kişidir.

Biz kimsenin ayağına gitmekten gocunmayız, gitmeye de devam ederiz. Ama gönül isterdi ki, bir gün olsun camimize gelenler, “hocam haftanız mübarek olsun, emeğiniz zayi olmasın” desin. Bizim beklentimiz hediye, ödül değil; sadece samimi bir tebrik, yürekten bir hatırlama…

Bu nedenle diyoruz ki; bundan sonraki yıllarda Camiler ve Din Görevlileri Haftası, toplumun tüm kesimlerince daha bilinçli, daha içten şekilde kutlansın. Çünkü camiler hepimizin, din görevlileri hepimizin kardeşi, hocası, rehberidir.

Tekrar Camiler ve Din Görevlileri Haftamız kutlu olsun.